Kadıköy’den Yurtdışına Yerleşen Travestiler

Kadıköy, İstanbul’un en renkli, en dinamik semtlerinden biri… Sahili, sokakları, kültür-sanat etkinlikleri ve kucaklayıcı atmosferiyle bilinen bu semt, yıllardır Türkiye’deki LGBTQ+ topluluğunun önemli bir buluşma noktası oldu. Ancak son yıllarda, özellikle toplumsal baskıların ve ekonomik zorlukların artmasıyla birlikte, Kadıköy’de yaşayan birçok travesti birey, kendilerine daha güvenli ve özgür bir yaşam alanı yaratmak için yurtdışına göç etti. Bu yolculuk, yalnızca coğrafi bir değişim değil; aynı zamanda kimliklerini özgürce yaşama, aidiyet arama ve yeni bir hayat inşa etme mücadelesi…

Neden Yurtdışı? Kadıköy’den Ayrılmanın Arkasındaki Nedenler

Kadıköy, Türkiye’deki LGBTQ+ bireyler için bir “sığınak” olarak görülse de, ne yazık ki toplumun genelindeki önyargılar, ayrımcılık ve yasal eksiklikler burada da hissediliyor. Travesti bireyler, iş bulma, barınma veya sosyal haklara erişim konusunda sıklıkla engellerle karşılaşıyor. Yurtdışına göç kararı ise çoğunlukla şu motivasyonlarla şekilleniyor:

Güvenlik Arayışı: Türkiye’de nefret suçları ve şiddet vakalarının artması, fiziksel ve psikolojik güvenliği tehdit ediyor.

Ekonomik İstikrar: İş yerinde ayrımcılık, kayıt dışı çalıştırılma veya mesleki imkansızlıklar, geçim sıkıntısını derinleştiriyor.

Özgür İfade: Kimliğini saklamadan, toplum içinde “kendisi olarak” var olma arzusu.

Yasal Haklar: Evlilik eşitliği, cinsiyet geçiş süreçleri ve sağlık hizmetlerine erişim gibi konularda daha kapsayıcı ülkelerin varlığı.

Yeni Bir Hayat: Berlin, Amsterdam ve Ötesi

Yurtdışına yerleşen Kadıköylü travestilerin en sık tercih ettiği şehirler arasında Berlin, Amsterdam, Toronto ve Barcelona gibi LGBTQ+ dostu kentler öne çıkıyor. Bu şehirler, yalnızca yasal korumalarıyla değil, aynı zamanda renkli queer kültürleri ve uluslararası topluluklarıyla da dikkat çekiyor.

Berlin’de Bir Kadıköylü: “Burada İnsan Olduğumu Hatırlıyorum”

Berlin’de yaşayan Deniz (isim değişmiştir), Kadıköy’deki gece hayatında sahne alan bir performans sanatçısıydı. Ancak sürekli polis baskınları ve mahalle baskısı nedeniyle 2019’da Almanya’ya iltica etti. Bugün, Berlin’in queer sanat topluluğunda aktif olan Deniz, “Burada kim olduğumu saklamak zorunda değilim. Sokakta yürürken bile kendimi güvende hissediyorum,” diyor.

Amsterdam’da Toplulukla Yeniden Doğuş

Amsterdam’da yaşayan bir diğer Kadıköylü, Ece, Hollanda’ya yerleştikten sonra yerel LGBTQ+ dernekleri aracılığıyla Türkiyeli göçmenlerle bir dayanışma ağı kurdu. “Burada hem Hollandalıların hem de Türkiye’den gelenlerin desteğiyle kendi işimi kurdum. Kadıköy’deki mücadele ruhunu buraya taşıdık,” diye anlatıyor.

Zorluklar: Göçün Gölge Yüzü

Yurtdışına yerleşmek, elbette her şeyi çözmüyor. Dil bariyeri, kültürel uyum süreci, yalnızlık ve vatan özlemi, bu yolculuğun en zorlayıcı yanları. Ayrıca, iltica başvurularının belirsizliği veya bazı ülkelerde artan aşırı sağcı politikalar, yeni bir mücadelenin kapısını aralıyor.

“Kadıköy’ü Özlüyorum Ama Geri Dönemem”

Londra’da yaşayan eski bir Kadıköy sakini olan Can, “Her sabah kahvaltıda simit arar oldum. Ama Türkiye’de yaşadığım tacizleri hatırlayınca, bu özlem dayanılır geliyor,” diyor.

Kadıköy Ruhunu Yurtdışında Yaşatmak

Kadıköy’den ayrılan travesti bireyler, gittikleri ülkelerde kendi kültürlerini de taşıyor. Berlin’de Türk queer film festivalleri, Amsterdam’da Anadolu müzikli queer partiler düzenleniyor. Sosyal medya grupları ve dernekler aracılığıyla birbirlerine destek olan bu topluluk, “Kadıköy’ün dayanışma ruhunu” global bir köye dönüştürüyor.

“Yurtdışı Kaçış Değil, Yeniden Başlangıçtır”

Bu hikayeler, bir “kaçış” değil, insan olmanın temel ihtiyaçlarına ulaşma çabasıdır. Kadıköy’den yola çıkanlar, gittikleri her yerde kendi renklerini, müziklerini ve direnişlerini bırakıyor. Belki de en önemlisi, dünyaya şu mesajı veriyorlar:
“Kim olduğumuzu seçemedik, ama nasıl yaşayacağımızı seçme hakkımız var.”

Son Söz: Dayanışma Sınır Tanımaz

İster Kadıköy’de ister Berlin’de olun, bu yolculukta yalnız değilsiniz. Yurtdışına yerleşen travesti bireylerin deneyimleri, hem Türkiye’deki hem de global LGBTQ+ topluluğuna ilham ve umut veriyor.

“Bulunduğumuz yer ‘yurt’ değilse, yüreğimizle inşa ederiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir